Ben istemedim ama düşünceler peşimde hep koştu. Düşünmek istemedim cidden bir ara. Düşünmek acı veriyormuş sonraları fark ettim. Bir yalnızın en büyük düşmanı düşüncelermiş, düşünmekmiş bunu anladım. Ama düşünmek peşimi bırakmadı. Beni paranoyak yaptı. Ben evimde otururken daha derin şeyler düşünmeyi beklerken aklıma yılbaşı geldi. Eğlenceleri oldum olalı sevmedim ama herkesin eğlendiğini düşününce yalnızlığım geldi. "Yılbaşında evimde tek başıma mı oturacağım?" diye sordum kendime. Aklıma kendimi getirdim. Bir insan bana nasıl bakardı? Acırlardı değil mi? Acımaları istemediğim için insanlara bunu anlatmak istemedim ama artık yazmaktan, anlatmaktan başka çarem yok. Çevremde arkadaşlarım var ama yalnızım. Çünkü ben yalnızlığı seviyorum. Ama yalnız da kalmak istemiyorum. Paranoyak oldum. Ama sorun şu ki: "Yalnız kalmak, Yalnız olmaktan daha kolay." Yalnız kalmayı kendim istedim ama yalnız olmayı kendim istemedim. Ya delireceğim, ya da katil olacağım aklıma geliyor. Psikopatların hayat hikayelerini okudum, hepsinde kendimi buldum. Utangaç insanlar, yalnız "olan" insanlardı. Toplumdan ayrılmış insanlardı. O da bendim. Yolda yürürken aklıma birilerini öldürdüğüm geliyor, birilerini dövdüğüm ve işkence yaptığım geliyor. Ben bunu istemiyordum ki? Düşünmek istemiyorum ama farkında olmadan düşünüyordum. Düşünmek elinde olmayan bir şeymiş bunu da sonradan farkettim. Ben normal insanlar gibi derdim olsun istiyorum. Borcum olsun mesela, bir işim olsun. Evime bir tas çorba götürmek derdim olsun. Yalnız "olmak" derdim olmasın...
Bunu bir bilgisayara kaydediyorum, derdimi bir robota yazıyorum bu zaten benim ne kadar şizofrenik, paranoyak olduğumu gösteriyor. Yalnız olduğumu da gösteriyor aslında ama aslında yalnız da değilim. En azından bir robotum var yazılar yazdığım. Diyebilirsiniz: "Sen aptal mısın?" ama gerçekten değilim. İnsanları sevmiyorum, Penguenleri seviyorum; hayvanları seviyorum. İnsanlarla aynı ortamda bulunmak istemiyorum, dışarıda insanlara bakarken "Ben neredeyim?" diyorum. "Ben istemedim burayı, bu insanlarla aynı yeri." Ben gerçekten insanlara dert anlatmak istemiyorum o yüzden buraya yazıyorum belki de. Çünkü insanlar beni anlamayacak, acıyacaklardı. Beni acıyarak seveceklerdi, ben hep dostlarımın "Acaba bana acıdıkları için mi benle beraberler" dediğini düşünüyorum. Sevdiğim kıza "Seni seviyorum" diyemedim çünkü "Yazık" diyebilir diye düşündüm. Ben aptalım, düşünmemem gereken şeyleri düşünüyorum. İnsanları da hayvanlardan düşük yapan şey bu düşünme refleksi. Düşünmek bizi 1 adım geriye atıyor her zaman, boş şeyler düşünüyoruz...
Normalde ayda bir yazdığım, içimi döktüğüm bu robota 5 gün de 2. kez yazıyorum. Yılbaşı beni hüzünlendirdi. Tek başıma kutlayacağım bir yılbaşı aklıma geldi. Yılbaşılar ölsün...
Bunu bir bilgisayara kaydediyorum, derdimi bir robota yazıyorum bu zaten benim ne kadar şizofrenik, paranoyak olduğumu gösteriyor. Yalnız olduğumu da gösteriyor aslında ama aslında yalnız da değilim. En azından bir robotum var yazılar yazdığım. Diyebilirsiniz: "Sen aptal mısın?" ama gerçekten değilim. İnsanları sevmiyorum, Penguenleri seviyorum; hayvanları seviyorum. İnsanlarla aynı ortamda bulunmak istemiyorum, dışarıda insanlara bakarken "Ben neredeyim?" diyorum. "Ben istemedim burayı, bu insanlarla aynı yeri." Ben gerçekten insanlara dert anlatmak istemiyorum o yüzden buraya yazıyorum belki de. Çünkü insanlar beni anlamayacak, acıyacaklardı. Beni acıyarak seveceklerdi, ben hep dostlarımın "Acaba bana acıdıkları için mi benle beraberler" dediğini düşünüyorum. Sevdiğim kıza "Seni seviyorum" diyemedim çünkü "Yazık" diyebilir diye düşündüm. Ben aptalım, düşünmemem gereken şeyleri düşünüyorum. İnsanları da hayvanlardan düşük yapan şey bu düşünme refleksi. Düşünmek bizi 1 adım geriye atıyor her zaman, boş şeyler düşünüyoruz...
Normalde ayda bir yazdığım, içimi döktüğüm bu robota 5 gün de 2. kez yazıyorum. Yılbaşı beni hüzünlendirdi. Tek başıma kutlayacağım bir yılbaşı aklıma geldi. Yılbaşılar ölsün...